12 Ocak 2008 Cumartesi

DENİZATLARININ İLGİNÇ ÖZELLİKLERİ

Denizatları dış görünümleri ve son derece özel bir tasarıma sahip olan genel yapıları ile dikkat çekici canlılardır. Boyları 4 ile 30 cm arasında değişen denizatları genellikle kıyı şeridinde yosunların ve diğer bitkilerin arasında yaşarlar. Sahip oldukları koruyucu kemiksi bir zırh bu hayvanları tehlikelerden korur. Zırh o kadar sağlamdır ki, kurumuş ölü bir denizatını elinizle kırmanız neredeyse imkansızdır.


Denizatının başı, vücuduna dik açı ile yerleştirilmiştir. Başka hiçbir balıkta bu özelliğin bir eşine rastlamak mümkün değildir. Denizatları vücutları dik olarak yüzer, başlarını yukarı ve aşağı hareket ettirebilirler. Ancak başlarını iki yanlarına doğru hareket ettiremezler. Bu özellik diğer canlılarda olsa görme açısından problem oluşturabilirdi. Ancak denizatlarının sahip oldukları özel vücut tasarımı sayesinde böyle bir problem hiç yaşanmaz. Denizatlarının gözleri birbirinden bağımsız, her yöne serbestçe hareket edebilecek ve dönerek her tarafı rahatlıkla seyredebilecek şekilde yaratılmıştır. Bu yüzden kafalarını iki yana çeviremeseler de etraflarını rahatlıkla görebilirler.

Denizatlarının yüzmeleri de çok özel bir sistem sayesinde gerçekleşir. Yüzme keselerinde bulunan bir tür gazın miktarında gereken değişiklikleri yaparak suda rahatlıkla yükselip alçalırlar. Denizatı, eğer bu kesesi zarar görürse ve az miktar da olsa gaz kaybederse denizin dibine batar. Bu durum ise denizatı için ölüm demektir. Burada hemen dikkat çekilmesi gereken önemli bir nokta vardır. Yüzme kesesindeki gazın miktarı çok hassas ayarlanmıştır. İşte bu yüzden herhangi bir değişiklik hayvanın ölümüne neden olmaktadır. Bu hassas ayarın bize gösterdiği gerçek ise çok önemlidir. Bir denizatı ancak bu hassas ayarla yaşayabilir. Yani bir denizatı ancak bu özelliğiyle birlikte tek bir anda ortaya çıktığı için varlığını sürdürmektedir. Bu durum denizatının zaman içinde bu özellikleri kazanmasının mümkün olmadığını, yani evrimcilerin iddia ettiği gibi evrimin bir ürünü olmadığını gösterir. Evrendeki her varlık gibi onlar da bütün özellikleriyle birlikte Allah tarafından yaratılmışlardır.

Bu canlıların en şaşırtıcı yönü ise erkek denizatının doğum yapmasıdır. Erkek denizatı karnının alt kısmında, zırh tabakasının olmadığı bölgede, geniş bir keseye ve bunun üzerinde de yarığa benzer bir açıklığa sahiptir. Dişi, yumurtalarını doğrudan bu keseye yerleştirir. Erkek ise burada biriken yumurtaları döller. Yumurtaların bırakıldığı kesenin iç kısmındaki deri bir süre sonra sünger gibi olur ve yumurtaların beslenmelerinde önemli bir rol oynayan kan damarlarıyla dolar. 1 ya da 2 ay sonra denizatının kopyaları olan yavrular keseden çıkar.

Denizaltındaki çok sayıdaki canlı türünden yalnızca bir tanesi olan denizatları pek çok yönden benzersiz özelliklere sahiptirler. Denizatlarındaki tasarım Allah'ın sınırsız gücünün, sonsuz ilminin örneklerindendir:

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)

9 Ocak 2008 Çarşamba

SİVRİSİNEKLER SU ÜZERİNDE YÜRÜMEYİ NASIL BAŞARIRLAR?

Bazı insanlar tarafından sıradan birer canlı olarak değerlendirilen sivrisinekler, aslında incelenmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken birçok özelliğe sahiptirler. Çünkü evrendeki diğer tüm canlı-cansız varlıklar gibi sivrisinekler de kendilerini Yaratan Rabbimizin güç, bilgi ve sanatının birer tecellileridir.
Nitekim Yüce Allah bir Kuran ayetinde bu gerçeği şöyle haber verir:
Şüphesiz Allah, bir (dişi) sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise, 'Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?' derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz. (Bakara Suresi, 26)
Kusursuz bir yaratılışa sahip olan bu canlıların tavan, duvar ve su gibi farklı yüzeylerde nasıl tutunabildiği ve yürüyebildiği, günümüzde pek çok araştırmaya konu olmaktadır. Araştırmalar sonucunda keşfedilen özellikler, Yüce Allahın üstün aklını, detay sanatını ve gücünün sınırsızlığını bir kere daha ortaya koymuştur.
Sivrisinek Ayaklarındaki Mükemmel Detaylar: Tüyler ve Oluklar
Sinekler ve bazı böcekler ustalıkla duvarlara ve tavan gibi yüzeylere tırmanıp yürüyebilirler, fakat suda yürüyemezler. Suda yürüyebilen bazı böcekler ise gölün üzerinde kolaylıkla yürürken, duvara tırmanmayı deneyecek olurlarsa yere düşerler. Fakat sivrisinek her iki yüzeyde de durabilmeyi başaran bir canlıdır. Düşmanlarından kaçarken duvarlara ya da tavanlara tırmanabilir, yumurtalarını ise göl ya da benzeri sulara bırakabilirler. İşte sivrisineklerin bu kadar geniş hareket etme imkanı bulmalarının nedeni yaratılış özelliklerindeki detaylardan kaynaklanır. Bu detaylar ayaklarındaki tüyler ve oluklardır.
Peki, bu tüy ve olukların sivrisineğin yürümesi üzerindeki katkısı nedir?
  • Sivrisineklerin su yüzeyinde durmalarında, önceleri, ayaklarından salgılanan yapışkan bir sıvının yüzey gerilimi ile kombine olmasının etken olduğu sanılıyordu. Fakat yeni araştırmalar bu canlıların ayaklarındaki mikroskobik tüylerin minik hava kabarcıklarını tuttuğunu ve bu şekilde bir bot gibi suyun üstünde kolayca yüzmelerini sağladığını ortaya koymuştur. İşte sivrisineklerin dikey yüzeylere ve tavanlara kolayca yapışmalarını da sağlayan setae veya mikrosetae adı verilen bu tüycüklerdir.

  • Çıplak gözle görülmeyen setae adlı mikroskobik tüycükler, Yüce Allahın üstün aklının delili olan detaylarla donatılmıştır. Tek bir yöne doğru olmaları, iğne biçiminde bir şekle sahip olmaları, insan saçının bir telinden (insan saçının bir teli 80-100 mikrometre çapında) ortalama 30 kez daha ince olan 3 mikrometreden küçük çapları ve gözle görülemeyecek kadar ince olmalarına rağmen birkaç tabakadan oluşmaları bu detaylardan yalnızca birkaçıdır.

  • Sivrisineğin ayaklarındaki detaylar sadece tüylerle de sınırlı değildir. Bu tüyler ayrıca bir metrenin milyarda biri kadar olan yani nanometre ile ölçülebilen oluklara sahiptir. Sivrisineklerin bacaklarının tümünü kaplayan ve hava keselerinden oluşan bu küçük oluklar suyun yüzey gerilimini arttırır ve suyun bu oluklardan içeri sızmasını zorlaştırarak ayaklarının kuru bir şekilde su üstünde kalmasını sağlar. Oluklar küçüldükçe suyun araya girmesi de zorlaşır. Bu oluklar sivrisinek için hayati bir önem taşır. Çünkü kürek çeker gibi yüzerken suyun ayaklara nüfuz etmesi ve sineğin suya düşmesi durumunda yüzeye ulaşmak için kendi vücut ağırlığının 10 katı kadar bir güç kullanması gerekir.

Sivrisinek, Yüce Allahın yarattığı diğer tüm canlılar gibi Onun üstün aklının eserlerinden sadece biridir.

Tüycükler ve oluklar, su üzerinde durmayı nasıl sağlar?

- Hava Yastıkları: Suyun üzerindeki hava kabarcıkları mikrosetaelar ve nano oluklar arasında tutulur. Bu şekilde hayvanın ayaklarının ıslanmasını önleyen hava yastıkları oluşur. Böylece sivrisinek su üzerinde durma ve yürüme özelliği kazanmış olur. Ördeklerin tüyleri de su geçirmezliği açısından aynı özelliğe sahiptir, ancak suda yürüyebilen hayvanların suda oluşturduğu itme gücü gibi etkili değildir. Bilim adamları bu tüylü ayakları süper hidrofoblar (su geçirmezler) olarak tanımlarlar.
Su yüzeyinde duran sivrisineğin bir tek bacağı kendi ağırlığının 23 katını taşır.

- Su Çukurları: Sivrisineğin su üzerinde durmasında etkili olan bir başka detay, ayaklarının su yüzeyinde oluşturdukları çukurlardır. Oluşan çukurların içindeki suyun yüzey gerilimi onları su yüzeyinde tutar. Bu çukur, suyun hava ile temas eden yüzeyini küçültmeye çalışır ve bir trambolin (sıçrama brandası) gibi aşağı doğru kıvrılarak böceğin ağırlığını taşımasını sağlar. Ancak aynı prensip daha büyük canlılar ve insanlar için mümkün değildir. Çünkü suyun yüzeyi daha büyük bir cisim ya da canlının ağırlığı karşısında küçülür. Böylece ağırlığı taşıyabilecek yüzey gerilimi avantajından yararlanılabilecek yüzey alanı azalır. İşte bu yüzden su ağırlığı taşıyamaz. Eğer su üzerinde durmak için ihtiyacımız olan ayağın ölçüsünü hesaplayacak olursak, bunun yaklaşık bir kilometre kadar olması gerekirdi.

Allah sonsuz aklını ve ilmini dilediği canlı üzerinde tecelli ettirir. Sonsuz rahmetiyle, en umulmadık, en aciz, hatta çoğu zaman bir beyne sahip olmayan canlılara olağanüstü işler yaptırır. Bunun bir sonucu olarak da, kuşlardan sürüngenlere, balinalardan böceklere kadar büyük küçük tüm canlılar, insanları hayrete düşüren ve onlara azcizliklerini hatırlatan hareket ve davranışlar sergilerler.

Sonuç


Sivrisineklerin hem duvarlar hem de suyun üzerinde yürüyebilmesi kuşkusuz olağanüstü bir durumdur ve hayati bir önem taşır. Çünkü suyun altında doğan ve bir larva süreci olan sivrisinekler yumurtalarını suyun yüzeyine bırakmak zorundadırlar. Bu işlem için sivrisineklerin su üzerinde durabilmelerini sağlayacak ayaklara sahip olmaları gerekir. Bu nedenle sivrisinekler su üstünde durmaya uygun çok kompleks özel ayak yastıklarına sahip olarak yaratılmışlardır. Bu özel hava yastıkları; ayaklar üzerinde bulunan mikro ölçekteki tüyler, bu tüyler üzerindeki nano ölçekteki oluklar ve suyun yüzey gerilimi sayesinde oluşur.

Sivrisinek, birkaç milimetre büyüklüğünde akıl ve bilinci olmayan bir canlıdır. Onu böyle hayranlık verici bir sisteme sahip kılan ise, insanı da sivrisineği de yaratan, "göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbi " (Meryem Suresi, 65) olan Yüce Allah'tır.